Friday, July 5, 2013

Asker Doğmayanlar

TUĞÇE TATARİ
AKŞAM / 26 Mayıs 2013

Gazeteci Pınar Öğünç, Hırant Dink Vakfı’ndan çıkan ‘Asker Doğmayanlar’ adlı yeni kitabında 14 vicdani retçinin karar aşamasını ve sonucunda yaşadıklarını kaleme almış.
Öğünç, bir çoğumuzun üzerine düşünme zahmetinde bile bulunmadığı, oysa ciddi bir insan hakları meselesi olan vicdani ret gerçeğini olanca ağırlığı ile önümüze sunmuş.
Kaçmayı, görmezden gelmeyi neredeyse imkansız hale getirmiş.
Kişilere kendi seçimlerini anlattırmış ve bir insan neden askere gitmek istemeyebilir sorusunun cevabını
verdirmiş.
Buyrun ‘Asker doğmayanlar’a biraz beraber bakalım.
Yazıyı okumaya devam etmeden önce bilmeniz gereken; ‘Vicdani ret’ en basit anlatımı ile kişinin herhangi bir nedenden dolayı askere gitmeyi ret etmesidir. Bu küçük bilgi notundan sonra konuya devam edebiliriz.
Türkiye’de vicdani retçi olmak ömür boyu sürecek zorlukları da göğüslemek demektir.
Hem zorluklara göğüs germek
hem de yaşadıklarınızı dinlemek, sesinizi duymak isteyen kimseyi
bulamamaktır.

***

Tayfun Gönül, Vedat Zencir, Yuri, Mehmet Tarhan, İnci Ağlagül, Halil Savda, Ferda Ülker, Enver Aydemir, İnan Mayıs Aru, İnan Süver, Muhammed Serdar Delice, İlyada Erkuş, Hayri Kamalak, Kemal Acar ve Merve Arkun. Bu isimler, neden vicdani retçi olduklarını Asker Doğmayanlar’da anlatmış.
Ülkenin yapısı bir kere daha ama bu sefer vicdani retçilerin dilinden gözler önüne serilmiş.
Kitabı okurken, anlatılanlardan yola çıkıp ister istemez kendi çocukluğunu da hatırlıyorsun. Televizyon yayını biterken okunan istiklal marşları, her fırsatta duyulan postal sesleri, ilk okuldan başlayan ve üniversiteye kadar süren, askeri dil kullanılarak sıraya sokulmalar, hiza almalar, bayrak merasimleri. Türk demek asker doğmak demek neredeyse. Türk erkeği için vatanını korumak ‘namusunu’ korumakla eş değer. Namus zaten başlı başına sıkıntılı bir mesele...
Türk erkeği için askerlikten ‘kaçması’ sadece kendisinin değil ailesindeki tüm erkeklerinin cinsiyetini, varlığını, ikdidarını, şerefini ve namusunu inkar etmesi demek anlamına geliyor.
Böyle bir ortamda ‘ben askerlik yapmayacağım’ demek kimine göre büyük cesaret kimine göre ise büyük korkaklık. Ama şunu gözardı etmemek gerekir ki; bu kararın sonucunda sadece dışlanma ve aşağılanma yaşamaktan söz etmiyoruz. Akabinde baskı, hapishane ve hatta işkenceyi getiren bir seçimden söz ediyoruz. Ve bunu savaşmak istemediği, asker olmayı reddettiği için yaşayan insanlardan. Dünyanın birçok ülkesinde insanların asker olmama hakkı varken hala Türkiye’de bu bir zorunluluk. Oysa insanlar dini, ahlaki, politik sebeplerle askerliği ret edebilir. Bana göre sadece kendini uygun bulmadığı, istemediği için bile askerlik yapmaya itiraz edebilmelidir... Zorunlu askerlik sistemine karşı çıkabilmeli ve sırf itiraz etti diye cezalandırılmamalıdır.

***

Modern toplumlarda insanlar meslek tercihini kendi yapar, askerlik de bir meslektir. Herkes her mesleğe uygun değildir diyorsanız veya tam tersi askerlik yapmamayı eksiklik, korkaklık, yumuşaklık kabul ediyorsanız mutlaka Pınar Öğünç’ün ‘Asker Doğmayanlar’ını okuyun. Okuduktan sonra düşünceniz değişmeyebilir. Ama düşünceniz farklı düşüncelerle tanıştığında daha sağlam temellere oturacaktır inanın.

No comments:

Post a Comment